Sevgili Sahip,

Mektubun elime ulaştı, Lâf ü Güzâf eylemişsin. Ne denir ki başka? Cevap vermek bile anlamsız ama cevap alamayınca saçma sapan psikolojik bozuntular yaşayarak canımı sıkmanı istemiyorum. O sebeple bu cevabı yazıyorum sana.

Yeter mi bu kadar? Ne yazayım ki ben şimdi? Daha sana nasıl hitap edeceğimi bile bilmiyorum. Sana sahip dedim ama sen mi bu ruhun sahibisin yoksa bu ruh mu sana sahip bir düşün isterim. Ben de düşünürdüm düşünmesine de sen beni çok sıkıyorsun. Sen beni sıkabiliyorsan belki de gerçekten sahip sensindir.

Sen beni sıkmak için alenen bahaneler üretiyorsun. Yok efendim dolar kuru 4.59 tl olmuş diye canını sıkıp beni rahatsız etmenin lüzumu nedir? Hem bak Karfurda 1 kuru patlıcan 11.9 tl. 1 kuru dolar 4.59 tl olmuş çok mu yani? Abartıyorsun. Düşün ya dolar dediğin ithal, patlıcan yerli malı. Eğer ki 1 kuru dolar = 1 kuru patlıcan olursa oturup ciddi ciddi sıkılma konusunu değerlendirirsin. Anlayacağın her şey çok güzel aslında.

Zaten saçma sapan bir adamsın. 39 yaşına gelmişsin hala ne olduğunu anlayabilmiş değilim. Bir de insanların seni anlamasını bekliyorsun. Bu ruhlar âleminde en zor görevi bana itelediler kesin. Seninle muhatap olacağımı bilseydim, o an istifayı basardım. Of bak ya, daraldım. Ne yapıyorsun yoksa melankolik mi takılıyorsun yine? Kapat o müziği ya yeter artık!

!

ZAK

Özür dilerim, biliyorsun bazen kontrolümü kaybediyorum. Seviyorum aslında seni. Ben yine bir gün hiç sevilmiyorken sevdim kendimi, sen yine bir gün çok seviliyorken sevdin ya beni.

İncittiysem affet.

Hayat işte, bazen gerçekten çok sıkıcı oluyor. Gülmeye ihtiyacın vardır gülemezsin. Ağlanası bir haldesindir ağlayamazsın, sanki göğsünde saatli bir bomba. Tik taklarını duyarsın, patlamasını beklersin bir türlü patlamaz. Kalakalmışsındır öylece. En sevdiğin şeyden bile nefret edersin ya, işte benim durumum da öyle oluyor bazen.

Gerçi bir yandan da sen karışık olansın ama karıştırmayı seven de sensin, sana haksızlık yapmak istemiyorum ama haksız olduğunu düşünmek işime geliyor. Ateşböcekleri de suçlu. Ne zaman yanlarına gittiysem hep söndürdüler ışıklarını en karanlık zamanlarda ama aslında onlar da haklı ama haksız olduklarını düşünmek işime geliyor.

Adyashanti ne diyordu “Aydınlanma yıkıcı bir süreçtir. Daha iyi ya da daha mutlu olmakla ilgisi yoktur. Aydınlanma, sahteliğin un ufak olmasıdır. Oyunlardan oluşan ön cephenin arkasını görmektir. Doğru olduğunu sandığımız her şeyin kökünden yok edilmesidir.”

İşte o Ateşböcekleri belki de gerçekliğin karanlık olduğunu göstererek bizleri Aydınlatmaya çalışıyorlardır, ama biz illaki karanlık aydınlansın istiyoruz. Çok mu şey istiyoruz?

ZAK

Aslında çok şey diye bir şey yok. Çok saçma da deme, çok saçma diye de bir şey yok. Bunları öğrenince insanlık önemli bir yol alacak ama tabii yol alabilmesi için insanın gitmek istemesi gerekiyor. Bazen insanın canı gitmek ister, bazen ekmek.

Zaten insanlar intihar eşiğinde dolaşıyor, belki de bir adım atsalar düşecekler uçurumdan aşağı, ondan korkuyorlar. Bu sebeple gitmek değil de ekmek derdindeler. İçinde intihar korkusu olanlara bir gülsek de ağlatsak, bir gülsek kendilerini bulsalar ne iyi olur aslında.

Mektubuna bu mektupla cevap verdiğim için artık sen de bir nebze rahatla. Kaç kişi ruhuyla mektuplaşabilir bir düşün. Deli derler diye kimse yapmaz bunu. Bence sen bana artık bir telefon hattı al ve de akıllı telefon al. Böyle mektupla uğraşmayalım. Anında mesaj hoop whatsapp. Nasıl fikir?

ZAK

Bak sen bana Edip Cansever’den bir kuple yazmıştın ya, ben de sana başka bir deli dehşet Şiir’inden bir kuple yazayım;


Ben Ruhi Bey, nasıl olan Ruhi Bey
Nasılım
Bir yaz ikindisinden çıktım geldim
Diyelim bir pazartesiydi, biraz da şöyle geldim
-Kapıyı iyice kapadım
Kapadım mı, evet, kapadım –
Çitlenbik ağacının altından geçtim
Frenk üzümlerinden bir iki salkım kopardım
Dişlerimle sıyırdım
Sardunya renginde ve sardunya tadında idiler
Biri fotoğrafımı çekiyorkenki gibi durdum
Azıcık gülümsedim
Ve dünya bana gülümsedi
Çakılların üstünden yürüdüm
Yürüdüm ki, bir sese benziyordum sanki
Yüzyıllarca önce kırılmış bir kemik sesi
İyice duydum
Çıkarken bahçe kapısını açık bıraktım

Sağlıcakla kal.
ve Kendine iyi bak, beni üzme
ve hatta Görüşmesek de olur.
Hadi ilk…amaan kapıyor…

Aaa ne o Kainata mı alışamamış? Of ya Of!


Story & Image Copyright : OTahirZGN
ZAK000.png

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir