dialog2.jpg Keşke Gelmeseydin.

dialog2.jpg Keşke daha önce gelseydim.

dialog2.jpg Keşke hiç tanımasaydık birbirimizi.

dialog2.jpg Keşke birbirimiz tanıyabilsek.

dialog2.jpg Pardon ama ne yapmaya çalışıyorsunuz?

dialog2.jpg Sizinle tanışmaya çalışıyorum.

dialog2.jpg Keşke hiç çalışmasaydınız.

dialog2.jpg Keşke böyle söylemeseydiniz.

dialog2.jpg Ben seni daha sonra arayayım, manyağın biri musallat oldu.

dialog2.jpg Manyak demesek, belki delidir.

dialog2.jpg Öf be adam! Çığlık atacağım şimdi! Amacın nedir? Polis çağırırım çek git buradan.

dialog2.jpg Amacım sadece tanışmak.

dialog2.jpg Hiç tanımadığım biriyle neden tanışayım sokak ortasında!

dialog2.jpg E işte hiç tanımıyorsunuz, tanısaydınız tanışmamıza gerek kalmazdı.

dialog2.jpg Sapık mısın nesin ya, son kez söylüyorum rahatsız etme beni.

dialog2.jpg Sapık değilim rica ederim, kibarca biraz da şen şakrakça tanışmaya çalışıyordum sadece.

dialog2.jpg İmdaaaaaat!

dialog2.jpg Lütfen lütfen bağırmayınız. Sözümü bitirip gideceğim söz. Amacım tabii ki rahatsız etmek değildi. Işıltınız beni heyecanlandırdı. Gerçekten tanışmak istedim, hiç bir art niyet olmadan. Hani belki bu güzel bir arkadaşlığa belki çok büyük bir mutluluğa bir adım olacaktır diye düşündüm. Tabii ne olacağını bilemeyiz ama korkaklık edip tanışmaz isem belki de sadece ihtimalden ibaret olan mutluluğu kaybederim diye düşündüm.

dialog2.jpg Ama…

dialog2.jpg Sözümü kesmeyin lütfen. “Ama” ile başlayan cümleler isteklerden kaçmaktır benim lügatimde. Tabii sizinle tanışma çabamın öncesinde çok korktum yani terslenmekten. Korkularım haksız değilmiş, terslendim zaten. Fakat ne zaman bir şeylerden koktuysam üzerine gitmem gerektiğini düşündüm. Korkaklıklar, sanki hep iyi şeyler olmadan önce çıkar insanların karşısına ki cesaret gösterip hak edenler ulaşsınlar o iyi şeylere. Her neyse, keşke diyorum şu an, keşke korkularımı dinleseymişim, hiç gelmeseymişim yanınıza. Sizi de rahatsız etmemiş olurdum. Çok nahoş bir görüntü oldu. Özür dilerim, gerçekten kabalık etmiş oldum, çok ama çok özür dilerim.

dialog2.jpg Bir dakika gitmeyin lütfen. Şu anda sanırım ben de sizinle tanışmak istiyorum lakin korkuyorum. Otobüs durağında bir adam, telefonla konuşurken lafıma giriyor. Böyle biriyle tanışmak ne kadar doğru olabilir ki?

dialog2.jpg Doğru nedir ki? Tabii size zarar verecek şeylerden uzak durup kendinizi korumalısınız ama iç sesiniz size bir şeyler söyleyecektir.

dialog2.jpg Korkuyorum ama korkuların çoğusu kaybettirirdi değil mi? Gerçi biraz rahatladım ama işte bir heyecan bastı şimdi de. Ellerimin titremesi ondandır.

dialog2.jpg O güzel elleriniz gerçekten çok güzel titriyorlar. Siz bir de benim kalbimi görseniz. Hop oturuyor hop kalkıyor.

dialog2.jpg Tamam, o zaman otobüse beraber binelim, biraz laflayalım yolda. Sonrası akışına kalsın.

dialog2.jpg Anlaştık.

Bir otobüs durağı şahit olmuştu bu konuşmalara. Akşam eve giden otobüs durağı yemeğini yedikten sonra Ana Haber bültenlerinin Son Dakikasıyla yüz yüze gelmişti. Spiker heyecanla belediyenin son kararını açıklıyordu. Artık otobüs duraklarına gerek olmayacaktı. İnsanlar ellerinde bulunan GPSli akıllı kent kartlara kullanacakları otobüsün numarasını girdikleri zaman, güzergâh üzerinde bekledikleri yerlerden alınacaklardı. Artık yağmurda, çamurda ve karda ve de kışta otobüs durağına yürümek zorunda kalmayacaktı insanlar.

Ah! dedi otobüs durağı. İşsiz ve aç kalacağıma mı yanayım, insanların tanışacak mecralarının ellerinden alınmasına mı yanayım?

Dertli ve yalnız otobüs durağı evde kös kös oturarak paslandı.
Ve bir gün şehrin çöp tepelerinde bir köşeye atıldı çürümüş otobüs durağı.

Otobüs durağı için bir Fikret Kızılok şarkısını Zeynep Karatağ’dan dinleyelim en iyisi.

“Akşamın rengi suya dalıyor / Gözlerim denizde beni süzüyor / Gördüm, yalnızlığımı gördüm / Çok derinde bana bakıyor İçimdeki sonsuz duygular / Su kesilmiş yüzümde ellerimde / Vay benim, vay benim alınyazım / Vay ıssızlığım, vay gözyaşlarım”

Saygı ve Sevgiyle


Story & Image Copyright : OTahirZGN
ZAK000.png

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir