Sevgili Ruh,

Canım küsüyor bazen bana. Çekiyor altına bir sandalye, kıvırıyor bacaklarını oturuyor saatlerce sessiz sedasız. Senin hiç beynin sıkıldı mı? Benim hep beynim sıkılıyor, beynim sıkıldıkça garip sinyaller üretiyor. Bu sinyaller kalbimin daralmasına sebep oluyor. Sonrasını sorma bile.

Neden benim de herkes gibi sadece canım sıkılmıyor da küsüyor?

Canımla barışmak için gidip bir rat alayım diyorum. Bu sefer beynim “hooop!” diyor. “Rat ne lan?” demişliği de var. Koca Beynin cehaletine bakar mısın ey RUH! Rat’ın olta olduğunu bilmiyor.

Bilmediği yetmezmiş gibi, kıskanıyor da almama izin vermiyor. Aşmaya gitsem daha da sıkılıyor, o sıkıldıkça kalbim daha bir daralıyor.

Kalbin daralması ne demektir bilir misin peki?

Kalbin daralmasın ey Ruh! Hele ki o kalbe çok kişi sığdırabilmişsen. Kalbin daraldıkça, sevdiklerinin canı acır insanın. Canı acıyan sevdiklerinin de canları saklanır kuytulara. Saklanan canları sebebiyle beyinleri sıkılır, sıkılan beyinler kalplerini daraltır. Daralan kalplerdeki sevilen kişilerin de canı acır bu sefer. Ve eğer ki sen de o kalplerdeysen, senin de canın acır.

Düşünsene, zaten küsmüş bir Can’ın bir de acıdığını.

Anlayacağın, bir acı sarmalına yapışmış canların ceplerine sakladıkları yumuşak g ezikliğini görmezden gelemeyiz.

Ama gördüğümüzü de söyletmiyorlar.

Herkes görüyor görmesine de, kimse bilmiyor diğerinin de gördüğünü.

Söylersek öldürürler.

Peki ya göt dersek.

Göt dersek ayıplarlar mı?

Story Copyright : OTahirZGN
Background Image Source

ZAK000.png

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir