Hiçbir Şey’in Hiç KimSesSizce Zuhur Etmesi

Selam diyerek başlayan cümlelere bir örnek olsun diye yazıyorum bu cümleyi. SPAM olup bitiyorum karşınızda. Yeter bir sebep ve sonuç iktisadıyla saçmalıyorum yine. Yine bu gereksiz cümleler cemaatiyle baş başa bırakıyorum birilerini-belki de kimseleri…

Fondaki müziğin hırsını ve huzuru bozan klavye seslerinin hırsızlığının duyulabilmesini isterdim, istemek inanmanın yarısı sayılmasa da inanmak başarmanın yarıçapı kadar önemli rol oynayabilecekse eğer, inanıyorum öyleyse istiyorum, demek ki başarılıyım hissiyatı ile başlangıç noktasına varıyorum.

Geleneklerinden arınmış Mustafa adlı karınca urbasızca dolaşıyordu sokaklarda. Kimse pek bir anlam yükleyemiyordu yaptıklarına fakat karışanı da yoktu. Delidir deyiverip geçiştiriyorlardı hayatlarından.

Mustafa hiçbir şeydi,

hiç kimsenin oturmadığı evde oturuyor,

kimsenin yapmaya cesaret edemediği mantıksız kararlar veriyordu hayatında.

Gökkuşağı’nın en tepe noktasına çıktığı ve oradan aşağı atladığı gibi inanılması güç iddialar telaffuz ediliyordu dudaklarda.

Her gördüğü arı kovanına girip, “hey ARIkadaş olalım mı!?” dedikten sonra polis arılar tarafından kovalanır ve kaçardı. Bazı kovanların girişinde VANTID yazılı resminin olduğu bile söylenirdi kahve köşelerinde.

Hayatın anlamını bildiğini iddia eder ama kimseye ne olduğunu söylemezdi. Çünkü herkesin bu anlamı kendisinin bulmasının hayatı anlamlandıracağına inanırdı.

Her daim mutlu görünürdü Mustafa, fakat sürekli kafasında sebepler aradığı, sorguladığı, planladığı yahut sonuçladığı bir şeyler gezinirdi. Bu sebepten olması yüksek ihtimaldir ki olduğundan daha yaşlı görünürdü.

Sahi Mustafa kaç yaşındaydı bilen yoktu!

Nasıl, olduğundan daha yaşlı göründüğüne kanaat getirilebilmişti-ki?

Mustafa’nın hiç kimsesi hatta bir KEDİsi bile yoktu! Mahalle sakinleri onun nereden geldiğini bilmiyordu ama sanki hep o mahallenin karıncasıymışcasına nereden geldiğini, ne zaman geldiğini, kimlerden olduğunu sorgulamıyorladı.

Mustafa işte,

mahallenin delisi,

kimin umurundaki gerisi!

Mustafa hiç AŞıK olmuş muydu peki? Bu sorunun gerçek cevabı da bilinmiyordu! AMA mahallede hakkında dedikodular dolaşıyordu. Yok efendim yıllar yıllar önce – ki taht sahibi olmayan bir karıncanın ömrü en fazla 60 gün!- başka bir mahallenin karıncasıymış ve orada gönlünü ELA gözlü bir kraliçe karıncaya kaptır mışmış. Aslında Kraliçede Mustafa’ya kaptırmışmış gönlünü, ama bir erkek karıncanın Kraliçeyle çiftleştikten sonra yuvadan kovulması gerekiyormuş ve de yuvadan kovulan erkek karıncalar doğası gereği birkaç gün içinde ölüyorlarmış, ama Mustafa ÖlmemiŞ!

İşte herkesin takılması gereken ama takılmadıkları noktada burada, Mustafa Nasıl ölmemiş ve gelmiş kısır dişilerden oluşan işçi ve asker Karıncaların mahallesinde yaşıyor?

Mahalleliye sorsan; “olur böyle arsız deliler, inadına yaşarlar abuk subuk ama buna yaşamak mı denir be!”

Ve onlar, olayın magazinsel boyutuyla ilgilenip anlatmaya devam ederler; Mustafa’nın Kraliçe karıncaya, beraber uzaklara kaçmayı, pespembe bir mantar dibinde beraber yuva kurmayı teklif ettiğini lakin Kraliçenin bu denli bir sorumsuzluk yapamadığını ve Mustafa’nın yuvadan derhal gönderildiğini anlatıp acırlar zavallı Mustafa’nın haline.

Mahallede önemsenmiyormuş gibi gözükse de herkesin Mustafa hakkında söyleyeceği, iddia ettiği, tanık olduğu, doğrulanmasa da geçmişi hakkında farklı farklı anlatacak hikayeleri vardı. Aslında Mustafa ahalinin tek ortak sohbetiydi! Ama sorsan Mustafa onların HİÇ KİMSESİydi, Mustafa onlar için gereksiz bir AYRINTI, Mustafa başıboş bir AVARE, Mustafa mahalleye YÜK!

ve Bir gün Mustafa yolda yürürken, bütün mahallenin gözleri önünde, karıncayı bile incitmeyecek kadar sahte bir insanın farkında olmadan üzerine basmasıyla hayata gözlerini pörtleterek, ruhunu teslim etti.

Mustafa’nın ölümü cümle mahalleliyi hiç beklemedikleri bir hüzüntünün içine hapsetmişti.

Ardından hakkında araştırmalar yapıp, kitaplara konu etmişler Ve en sonunda keşfedebilmişlerdir ki, aslında Mustafalar Ölmez, Mustafalar hep yaşar. Hatta Mustafa Olunmaz, Mustafa Doğulur,Her Mustafa da Mustafa değildir.

Mustafa’nın ölümü kısa bir süre sonra tüm mahallenin sonu olmuştur. Mahalleli tek tek ölmeye başlamış ve en sonunda hiç kimse kalmamıştır.

Yakın civarda duyulan bu olay, diğer mahallelerin işçi karıncalarının bu mahalleye akın edip ölü bedenleri kendi mahallelerine taşıyarak besin zincirlerine katmalarına sebep olmuştur. Bu sırada bazı meraklı işçiler,Mustafa hakkındaki kitaplara ve araştırmalara denk gelmişler ve bunu Mahallelerinin büyüklerine aktarmışlar. Sonrasında yapılan incelemelerde, taşınan ölü bedenler içinde Mustafa’nın bedenine rastlanamamış, hatta mahallesinde Mustafa hakkında herhangi bir hatıra/kalıntı/eşya vs. bile bulunamamıştır. Bunun üzerine konu global Karıncalar bilim konseyine taşınmış ve detaylı incelemeler yapılmıştır.

Konseyin uzun araştırma ve incelemeleri sonucu yaptığı deklarasyon, Mustafa’nın hiç yaşamadığı, hiç olmadığı yönündeydi. Bahse konu olan mahallenin genetik kodlarında bulunan bir anomali sonucu, o mahallede yaşayan bütün karıncaların tek ve ortak bir hayali arkadaşı olduğu yönünde devam eden açıklama, aslında bu hayali arkadaşı çok umursamaz görünseler dahi, onun varlığının mahallelinin var olma sebebi olduğunu ve onunla çok sıkı bir bağ kurduklarını söylüyordu. Olayın en enteresan kısmının, Mahallelinin ortak hayali arkadaşı Mustafa için ilk ve son defa olmak üzere aynı anda ortak bir hayal olarak Mustafa’nın ölümünü gördüklerini açıklıyorlardı.

Bir anda tüm ahalide Mustafa’nın varlığının ortadan kaybolmasının yarattığı derin travmanın teker teker ölümlere sebebiyet vermesi ise açıklamanın sonuç kısmında yer alıyordu.

Bilim konseyinin yaptığı bu açıklama kimileri için yeterli kimileri içinse kandırmacaydı. O günden sonra ortada birçok komplo teorisi sessiz sessiz dolaşmaya başladı. Mustafa karıncalar dünyası için karıncaları yoldan çıkaracak bir tehditti belki de ve bunun için Derin Karınca Federasyon Birliği Mustafayı ve onu tanıyanları tek tek yok etti.

Gerçekte neyin ne olduğunu kimse bilemedi, kimse öğrenemedi. Herkes inanmak istediğine inandı ve rutin hayatlarına döndüler.

Mustafa Hiç kimse olarak kayıtlara geçmiş oldu,

koca bir mahalle Hiçbir şey uğruna yok olmuş bulundu.

Yaşadığımız hayatlar üzerine düşünelim diyemeyeceğim ama aşamadığımız hayatlardan üşenmeyelim ister-miy-di Mustafa eğer yaşasaydı?

“Yumurtanın sarısı mı yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı kabuğundan?” Suali düşerse belleğinize, format atmayı mı seçerdiniz yoksa error vermeyi mi?

Gülün kanatlarındaki dikenler su istedim getirmediler diye canınızı sıkmaya değmez ama,

Ya Mustafayı siz ezdiyseniz?


Story & Image Copyright : OTahirZGN 

ZAK000.png

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir