Lâf ü Güzâf #7

Ey Ruh!

Oradaysan aklımı oku ve oradaysan sakın tutma ellerimden.

Gözlerimin içerisine bakmanı da, ellerimden tutmanı da istemiyorum.

Sen bana şiir oku, sen bana masal anlat. Öyle bir anlat ki ellerim terlesin ve gözlerimi kaçırmamak için kendimi zor tutayım.

Bilemiyorum!

Bir aklın yitiği olarak mı seninle muhabbetlerim; yoksa güneş kadar gerçek misin tüm kelimelerinde.

Ey Ruh!

Güneş dedim de aklıma geldi.

Charles Chaplin’in Sahne Işıkları filmini bilir misin?

Filmin başkahramanı Calvero, intihardan kurtardığı Tery adlı kadına;

“İnsan bilincinin evrimi milyonlarca yıl aldı. Bir anda yok etmek mi istiyorsun?
Varoluş mucizesi evrende her şeyden daha önemli.
Yıldızlar ne yapabilir?
Sadece eksenlerinde dururlar.
Ya güneş?
450 bin km mesafeye alev fışkırtır.
Matah mı yani?
Bütün natürel kaynaklarını harcamak.
Güneş düşünebilir mi?
Bilinci var mı?
Hayır, ama senin var.”

“Koskocaman evrende küçücük bir noktayız ” sözüyle karşılaştığımda artık bu sözler gelecek hep aklıma. Çünkü Güneş düşünemez sayın Ruh! Yaşam için Güneş önemli bir kaynak olabilir elbette ama Güneş bunu bile bilmez iken, bilinçli bir varlıktan nasıl daha önemli olabilir?

Ya sen sayın Ruh! Senin bilincin var mı?

Neyse, seni geçelim.

Şimdi bunun üzerine muhtemelen hayatın anlamı sorgulamasına girilebilir gibi geliyordur sana; ama orada da sevgili Calvero’nun şu sözlerini akıllara düşürmek iyi gelebilir;

Hayata niye anlam arıyorsun?
Hayat bir istektir, anlam değil.
Arzu; tüm hayatın konusu bu.

Canım Calvero, keşke burada olsaydı da, bir üçüncü nesil kahveci köşelerinde uzun uzun konuşabilseydik. Ona sormak isterdim, Arzu ve isteğin bittiği noktada ne yapmalıyız diye.

Arzu da istek de bitmez, ancak bile isteye arzudan ve istekten kaçılır, söndürülür ve yok olduğuna ikna olur insan diye cevap verir miydi acaba?

Peki ya tüm istencimizi yıkıp gidenlere ne demeliyiz?

Ya yapışan bunca efkar?

Ey Ruh!

Apaçık bu mektup benden sana bir başka olsun istedim. Zaten ne demişti Kargo;

Yasam diye bir şey yok
Unutmak diye bir şey yok
Beni bu masum gözlerle
Yalnız bırak
Yakın olmak için
Uzak dur benden

Sen benden uzak olmak için yakın durur musun lütfen? Ben de sana yakın olmak için uzak dururum o zaman. Böylece yakın ve uzağı aynı noktaya taşıyabiliriz ve hatta aynı anlamlaştırabiliriz. Hayata böyle bir imza bırakmış oluruz hem. Hayata attığımız imza kimsenin umurunda olmaz ama belki de sen ve ben aynı anlamda buluşmuş oluruz.

Ey Ruh!

Merkür niye geri gidiyor?

Ya da uzayda geri neresidir, söyler misin bana?

Merkürün başına buyruk hareket ettiği yerde ben de duramam, gidiyorum ben.

Benimle gelir misin?

Belki seninle Güneş ve Neptün’ün birleşimini temsil ederiz semada.

Belki galaksiler arası semah gösterisine bir toz zerreciği olarak dahil oluruz.

Toz zerreciği dediğime bakma, bilinç bizde. Daha doğrusu bende; seni bilemiyorum.

Ey Ruh!

Bilincin yoksa üzülme. Bu bilinç ikimize de yeter.

Paylaşmak güzeldir demiştik çocuklara ya, işte bilincimi seninle paylaşıyorum ben de.
Hem belki yüküm hafifler. Bilinç bazen acı verir insana. Yük oluverir sırtına.
Benimle bu yükü paylaşmaya varsan eğer, ben de tüm yüceliğimi seninle paylaşırım elbette.

Ey Ruh!

Kediler ciğerimi yediklerinde çökmüştü efkar.
Ama öğrenemedim; yedikleri ciğer, ak mıydı kara mıydı?

Bazen boğuluyor gibi hissediyorum, o zaman akciğerden şüpheleniyorum.
Bazen de kedilerin varlığı beni şüpheyle dolduruyor. İşte o zaman kedilere verdiğim tüm sevgimin boşa gideceğinden korkuyorum.

Halbuki kediler yoksa ve ben olmayan kedileri sevdiysem ne olacak değil mi?

Asıl varlığı net olan sevdiğim kedilerin, ciğerimi yemiş olması daha büyük yıkım olmaz mı sence de?

Ey Ruh!

Aşkın, Suçun, Sözün, Günün, Seksin ve Kanın anahtarları benim elimde.

Ama ben şair değilim.

Nereden geldi bu anahtarlar bana? Al hepsi senin olsun.

Ey Ruh!

Bakışların beni korkutuyor.

İyi olup olmadığıma sen karar ver.

Sen düşün milyonlarca yıllık evrim sonucu elde edilen bilinç buysa, olmaz olsun çakıl taşları diye.

İstersen kır kalemi

İstersen

La la lal la, La la lal la, la la lal la, La!

Ey Ruh!

Yok bişe…


Story & Image Copyright: OTahirZGN

ZAK000.png

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir